top of page
  • Yazarın fotoğrafıBrainflex Academy

Matematiğin Gerçek Hayatla İlişkilendirilmesi:

Matematiğin gerçek hayatla ilişkilendirilmesi son yıllarda önemle üzerinde durulan bir konu olarak dikkat çekmektedir. Yapılan çalışmaların birçoğu bu tür ilişkilendirmelerin önemli olduğunu vurgularken, çok az bir kısmı öğretmenlerin ve öğretmen adaylarının matematiği gerçek hayatla neden ve nasıl ilişkilendirdiğini incelemektedir. Bu çalışmanın katılımcılarını, orta ölçekli bir devlet üniversitesinde matematik öğretmenliği bölümünde öğrenim görmekte olan ve 2015-2016 bahar döneminde Özel Öğretim Yöntemleri-II dersini alan üçüncü sınıf matematik öğretmeni adayları oluşturmaktadır. 57 ortaokul matematik öğretmeni adayından kazanımlar doğrultusunda gerçek hayat ilişkilendirmeleri kurmaları ve nedenlerini açıklamaları istenmiştir. Verilerin analizi aşamasında Gainsburg (2008) ve Lee’nin (2012) gerçek hayat ilişkilendirmelerine yönelik kodları kullanılmıştır. Sonuçlar, gerçek hayat ilişkilendirme çalışmalarıyla öğretmen adaylarının üstü kapalı olarak değil açıkça ilişkilendirmeler yapabildiğini, matematiğin gerçek hayatla ilişkisini kavrayabildiğini ve ilişkilendirmelerin öğrenciler açısından yararını fark edebildiğini göstermektedir.


Son yirmi yılda yapılan çalışmalar, matematiğin günlük hayattaki rolünü ön plana çıkartırken, okulda öğrenilen matematiğin gerçek hayatta ne işe yarayacağını ortaya koymaya çalışmaktadır (Moschkovich, 2002; van den Heuvel-Panhuizen, 2003). Bu çalışmaların kuşkusuz en önde geleni, gerçek hayat ilişkilendirmelerinin okul matematiğindeki rolünü inceleyen yaklaşım olan Gerçekçi Matematik Eğitimi’dir [Realistic Mathematics Education, (RME)]. RME, okul matematiğinin gerçek bağlamlarında öğrenilmesi, matematiğin gerçeklikle başlayıp bununla devam etmesi (Gravemeijer & Terwel, 2000) ve çocukların matematiksel bilgiyi gerçek hayattan problemlerle anlamlandırarak öğrenmeleri gerektiğini (Freundenthal, 1978) savunur. Bu yaklaşımda, gerçek hayat problemlerinin birden fazla çözüm sunması, aynı zamanda bu problemlerin öğrenciler için matematiksel etkinliklerin gerçek hayatta nasıl kullanılacağını belirleyen bir başlangıç noktası olması gerekir (Moschkovich, 2002). Bu nedenle, matematiğin gerçek hayat ile ilişkilendirilmesinde kullanılacak problemler, örnekler, etkinlikler ve görevlerin öğrenciyi keşfetmeye, modelleme ve araştırma yapmaya, kanıt sunmaya ve teknoloji kullanmaya yöneltmesi ve en önemlisi de öğrencinin zevk aldığı ve kendine güvenerek elde edeceği deneyimleri kapsaması gerekmektedir (Romberg & Kaput, 1999).

Gerçek hayat bağlamının matematik etkinlikleri ve problemlerine dâhil edildiği çalışmalarda, genellikle gerçek hayat bağlamının matematik öğrenmeye olan etkisi tartışılmaktadır. Birçok çalışmada RME’ye dayalı öğretim yönteminin geleneksel yönteme göre daha etkili olduğu, bu yöntemin özellikle öğrencilerin kariyer ve mesleki planlarını yapmada yardımcı olduğu belirtilmiştir (Baki, Çatlıoğlu, Coştu & Birgin, 2009; Karakoç & Alacacı, 2015; Özdemir ve Üzel, 2011). Benzer şekilde Kaplan, Duran, Doruk ve Öztürk’ün (2015) RME’ye dayalı öğretimin matematik başarısına etkisini daha net bir şekilde ortaya koymak üzere 12 ulusal tezi meta analiz yöntemiyle inceledikleri çalışma sonucunda orta düzeyde etki bulgusuna ulaşılmış, bu bulgudan yola çıkılarak gerçekçi matematik eğitimine yönelik öğretimin kullanımının teşvik edilmesi ve öğrencilere problem çözme sorumluluğu verecek yönlendirmeler yapılmasının öneminden bahsedilmiştir.

Stylianides ve Stylianides (2008) gerçek hayat bağlamlarının öğrenciler için motive edici olduğunu ve bu bağlamlarla öğrencilerin matematiğe olan ilgisinin arttığını vurgularken, Singletary (2012) bu tür bağlam ve uygulamaların okuldaki matematik ile dışarıdaki (gerçek hayattaki) matematik arasında ilişkiyi güçlendirdiğini belirtmektedir. Bu kapsamda özellikle matematikte başarılı olamayan öğrenciler için soyut problemlere göre çok fazla üst düzey düşünme gerektirmeyen bağlamsal problemlerin bu tür ilişkilendirmelerde yararlı olduğu düşünülmektedir (Le Roux, 2008). Genel olarak, problemler, etkinlikler ya da projeler gerçek hayatla ilişkilendirildiğinde diğer tüm ilişkilendirmelerde olduğu gibi (örneğin konular arası ilişkilendirme) öğrencinin matematiği daha kolay öğrenebileceği (Carpenter & Lehrer, 1999) ve bu tür bağlamlarla daha önce öğrenmiş olduğu matematik bilgisini nasıl kullanacağını sorgularken matematiksel düşünme becerilerini de geliştirebileceği söylenebilir (Beswick, 2011).

Gerçek hayat bağlamının öğrenciye meydan okuması, öğrencinin ilgisini çekmesi ve öğrenmesi gereken matematikle ilişkili olması gerekir (Trafton, Reys & Wasman, 2001). Bu tür ilişkilerin kurulması ise oldukça karmaşıktır, çünkü öğrencinin ilişkilendirme yapabilmesi, var olan bilgisini yeni fikirlerle bir araya getirebilmesini gerektirmektedir (Orrill & Kittleson, 2015). Bununla beraber, öğrencilerin gerçek hayat durumlarına matematiksel içerikten daha fazla odaklanması ve bu durumların matematikle ilişkilendirilememesi gibi durumlar da ortaya çıkabilmektedir. Örneğin, gerçek hayat durumlarının cebir etkinliklerine dâhil edildiği bir çalışmada öğrenci ve öğretmenlerin dikkatinin cebirden uzaklaştığı görülmüştür (Filloy & Sutherland, 1996). Benzer biçimde, Karakoç ve Alacacı (2015) akademisyen ve lise matematik öğretmenleri ile yaptığı çalışmasında lise konularının çoğunun soyut olması ve ilişkilendirme yapmaya çok uygun olmaması nedeniyle gerçek hayat ilişkilendirmelerinin dezavantaj sağlayacağını belirtmekte, hatta bunların çoğunun soyut kalması gerektiğini; çünkü öğrencilerin matematiğin sadece gerçek hayatla sınırlı olduğunu düşünmelerine neden olabileceğini belirtmektedir. Bir başka çalışmada ise birçok matematik öğretmeninin problemlerde yer alan gerçek hayat bağlamlarını dikkat dağıtıcı buldukları belirlenmiştir (Chapman, 2006). Bu nedenle, gerçek hayat bağlamının özellikle öğretmenler tarafından nasıl sunulduğu ve nasıl kullanıldığı önem kazanmaktadır.

Gerçek hayat bağlamının nasıl kullanıldığının yanıtı, öğretmenlerin bu kapsamdaki rollerinin tanımlanması ile mümkün olabilir. Örneğin, öğretmenlerin öğrencilerin gerçek hayatla ilgili matematik problemleri bulmalarına ve/veya kurmalarına, farklı gerçek hayat durumlarından konu ile ilgili genellemeler yapmalarına ve bu tür durumlar üzerinden matematiksel tartışmaları yorumlamalarına olanak sağlayacak sınıf etkinlikleri düzenlemeleri gerekir (Moschkovich, 2002). Bununla birlikte, öğrencinin gerçek hayatla matematiği ilişkilendirmesi büyük ölçüde öğretmenin derste bu tür bir ilişkilendirmeye zaman ayırması ve öğrencilerin bu örnekler hakkında düşünmesi için fırsat vermesiyle çok yakından ilişkilidir. Brenner (2002) çalışmasında, öğrencilerin günlük hayat örnekleri hakkında konuşmaları için yeteri kadar zaman ayrılmadığında ya da fırsat tanınmadığında, öğrencilerin bu örneklerin ne işe yaradığına dair akıl yürütemediklerini belirtmiştir. Bu nedenle öğretmenin, öğrencinin ilişkilendirme ve akıl yürütme becerilerini güçlendirmesi adına daha fazla sorumluluk alması gerekmektedir.

Çalışmalar göstermektedir ki, gerçek hayat ifadesi birçok çalışmada farklı tanımlanmış ve tanımlardan ortaya çıkan kullanımlar da farklı yönlerden değerlendirilmiştir. Le Roux (2008) gerçek hayat ifadesini, gerçek hayat bağlamının kullanıldığı matematik problemleri ile ele alırken, Stylianides ve Stylianides (2008) doğrudan ya da dolaylı olarak gerçek hayat etkinliklerini kapsayan ve matematiğin bilim, ticaret, mühendislik, ekonomi gibi farklı disiplinlerle ilişkisini içeren etkinlikler ve problemler olarak düşünmüştür. RME’de gerçek dünyayla ya da günlük hayatla ilişkilendirilen etkinliklerdeki gerçek ifadesi öğrencinin zihninde canlanması gereken bir özellik olarak ele alınmıştır (van den Heuvel-Panhuizen, 2003). Uluslararası Matematik Öğretimi Komisyonu [International Commission for Mathematics Instruction, (ICMI)] ise bu kavramı günlük hayatın yanı sıra formal eğitim hayatı boyunca öğrenilen konuları veya matematikten farklı disiplinlerle ilgili konuları da kapsamak üzere doğayla, toplumla, kültürle ilgili her şey olarak tanımlamaktadır (Blum ve ark., 2002). Bu çalışmada gerçek hayat ifadesi, Lee (2012) tarafından tanımlanan haliyle ele alınmıştır: “Gerçek hayat, teorik olarak katılımcıların formal sınıf bağlamı dışında kendi günlük hayatları ile ilgili gerçek veya hayali deneyimlerle ilişkilendirilir.” (s.432). Bu bakımdan, gerçek hayat ifadesi bu çalışmada bilim, doğa, spor, sanat, mimari, mühendislik, bankacılık, alış-veriş gibi geniş bir bağlamda (özellikle sınıf bağlamı dışında) ele alınan problemler, matematiksel tartışmalar, gösterimler, benzetmeler ve modelleri kapsayan deneyimler olarak tanımlanmaktadır.



262 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page